Gülşah'ın Aynası

6 Temmuz 2015 Pazartesi

BİR UVA, UVB, SPF VE D VİTAMİNİ YAZISI...



Güneş sonunda yüzünü göstermeye başladı, birçoklarımız yaz tatili için Ramazan sonrasını bekledi ve şanslı bir grup bayram tatili ile yıllık izinlerini birleştirmeyi başardı. 

Güneş dost mu, düşman mı? Güneş ürünleri faydalı mı zararlı mı? Ne zaman kullanalım? Ne kadar kullanalım? Kullanmayalım mı? Kaç koruma faktörü olsun konularını aydınlatıcı bir yazı hazırladım sizlere...



Güneş ışınlarını kabaca görünür ışık ve gözle algılayamadığımız ultraviyole ışık olarak iki grupta inceliyoruz. Ultraviyole ışık Dünya'ya UVA ve UVB olarak ulaşıyor. Vücudumuzda D vitamini sentezleyebilmek için cilt yanığının da başrol oyuncusu olan UVB ışığına ihtiyacımız olduğu bir gerçek.



*Gün geçtikçe D Vitamininin önemine dair yayın sayısı artıyor. Özellikle bağışıklık sisteminin güçlü olması ve bir çok hastalığa yakalanmamak için D Vitamini düzeylerimizin yüksek olması gerekiyor. 

*D vitaminin en faydalı şekli cildimizin ürettiği şekli, bunun için de UVB ışınına maruz kalmamız şart! Kışın ise vücudu, bu ölçüde faydalanamadığı yağda çözülmüş D Vitamini iğneleri ve damlalarını kullanarak destekleyebileceğimiz söyleniyor. 

*D Vitamini sentezlenmesi için ihtiyaç duyulan UVB ışığı, camı aşamaz, kumaşları istenilen ölçüde geçemez. Faydalı olabilmesi için mümkün olduğunca dik açı ile direkt vücuda teması gereklidir, bunun için de kolların ve ellerin güneş ışığı altında açıkta olması yeterlidir.

*Bu durumda vücudumuzun ciddi bir ihtiyacı olan D vitamininin -en faydalı olduğu şeklide- deride sentezlenerek depolanması için, güneşli günleri çok iyi değerlendirmemiz ve UVB ışığından faydalanabileceğimiz 10:00-16:00 saatleri arasında koruyucu krem kullanmadan -hergün 20 dk kadar- kısa süreli güneşlenmemiz gerekiyor! Mevsime göre güneş ışınlarının dik geldiği saatler; kış aylarında 10:00-11:00, yaz aylarında 12:00-13:00 gibi. Ancak yazın bu saatlerde güneşlenirken başınıza güneş geçmesi için tedbirinizi alın ve bol bol su için. Yazın yüksek sıcaklıklarda güneşlenmek, kalp hastaları, yüksek/düşük tansiyon hastaları, hamileler, çocuklar, bebekler  ve hassas cilt yapısı olanlar kişiler için uygun değildir. Bu saatlerde güneşlenirken güneş yanığı riski de bulunur. Bu öneri ciddi sağlık sorunları olmayan, sıcaktan sağlığı olumsuz etkilenmeyen gençler ve yetişkin bireyler içindir. 

* Bunun dışında günün her saati vücudumuza hiçbir faydası olmayan, hatta UVB'nin bile etkisini azaltarak D Vitamininin sentezini engelleyebilen, cildimizi yaşlandıran UVA ışınına karşı korunmamız gerekiyor.

Bu durumda UVB ışığından faydalanmak için günlük 20 dk korumasız güneşlenmenin ardından, hem UVA hem UVB filtresi olan ve cildimizin hassasiyetine göre en az SPF 30 en fazla SPF 50 etiketli, organik sertifikalı güneş kremlerini kullanmalı,

Organik ürün diyorum çünkü; çoğunluğu suya dayanıklı üretildiği için ciltten temizlemesi  de oldukça zor olan, cildin alt katmanlarına kadar ulaşan diğer güneş koruyucu ürünleri tatil süresi boyunca kullanacağınız düşünülürse, bu süreyi bir sürü kimyasala da maruz kalmadan tamamlamalı,

SPF değerinin 30 ile 50 arasında artmasının, ürünün faydasından çok, ürünün içeriğindeki kimyasal miktarını arttırdığının bilincinde olarak cildimize uygun en düşük SPF değeri ile yetinmeli, (buğday tenliler SPF 30, açık renk ciltliler SPF 50 gibi)

SPF 50 üzerinde olan ürünleri almamalı, (SPF 15 UVB ışığının %93'ünü bloke ederken, SPF 30 UVB ışığının %97'sini, SPF 50 ise UVB ışığının %98'ini bloke eder.)

Çoğunlukla güneş koruyucu ürün kullananlar, uygun miktarda ürünü, güneş gören bölgelerine eşit şekilde dağıtamadıklarından, bu şartlarda dahi, "kremi sürdüm, oh güneşin altında saatlerce kalabilirim" demeden, çoğunlukla kapalı alanlarda ve yansıyan ışıktan da uzakta koyu gölgelerde vakit geçirmeyi tercih etmeli,

Çocuklar için mümkünse UV korumalı uzun kollu ve bacaklı giysi şeklinde hazırlanmış mayoları tercih etmeli, vücudun açık kısımlarına uygun şekilde güneş koruyucu ürün kullanarak, kullanılan krem miktarını organik dahi olsa en az düzeyde tutmalı,

Yeni doğanları (0-6 ay) asla direkt güneşe çıkartmamalı,

Bebek güneş ürünlerinin kullanımının 6. aydan sonra uygun olduğunun bilincinde olmalı, kısa süreli, aşırı sıcak olmayan saatlerde giysileriyle birlikte ya da organik koruyucu kremlerle destekleyerek güneşe çıkartmalı ve bu güzel günlerin tadını çıkartmalıyız :)

Prof.Dr.Canan KARATAY'ın kitaplarından, Prof.Dr. Osman Müftüoğlu'nun (Güneş Geldi Hoş Geldi yazısından), www.kanser.gov.tr ve www.scincancer.org sitelerinden derlenen bilgilerle hazırlanmıştır.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...